Salı, Şubat 16, 2010

Kimseyi durdurmaaa

İşte Denizli'nin derbi planı
Beşiktaş hafta sonu oynayacağı Galatasaray maçının hazırlıklarına sabah yaptığı çalışmayla devam ederken, Mustafa Denizli'nin Fink'e Arda Turan'ın durdurma görevi vereceği öğrenildi.
Lig TV'nin internet sitesinin haberine göre; Denizli'nin Alman futbolcuyla, birebir görüşmeler yaptığı ve Arda'nın oyun kurmasına engel olmasını istediği belirtildi. Fink, Fenerbahçe derbisinde de Alex'le adam adama oynamış ve sahanın yıldızı olmuştu.

Hocam bırak kimseyi durdurma herkes kafasına göre oynasın bize öle galibiyet lazım değil oynayarak ezerek yenelim . Yenilirsek te öyle yenilelimm

Pazartesi, Şubat 15, 2010

Beşiktaş Jetaranlar Klübü

Gençler maçıyla heycanlanan ve puan cetvelini tam elimize alıp hesaba başlamışken, yine anladık ki bizim jetaranlar haftada bir maç yormuş. Çeşitli bloglarda ve kahve muhabetlerinde yabancılar arasında kim gitsin anketi düzenlenmekte ve kendimizi avutmaktayız Aslına kim giderse gitsin çok kimsenin çok üzülmeyeceği bir takımı görmekyetiz. Yerlide de dahil Baksanıza nihat bile karşı kaleye gitmek yerine ruhsuzlar diyen taraftarın üstüne yürüyor. Hep seyirci eğitmekten bahsedilir hatta ülkenin sporun gelişmesi buna bağlanır. Biliyorum bizim eğitim evremiz tamamlanınca olimpiyat ta altın madalyaları kalmıcak hepsini toplucaz

Aslında bizi şener şen uyanıklığından kurtarmak yeterli olabilecektir.Aklıma Futboluyla değil ama kalbiyle gönlümüz duvarlarnı yıkan Baki Mercimek'in lafı ''Taraftar onları da görmek istemiyorsa, onlar da bu takımdan gitmeliler''geldi. Futbol sadece futbol değilse bu satır aralarına yeterince değer verilmelidir.

Belki bizde Mau efsanesi gibi alt ligden bi takımı almalıyız Böylece Beşiktaş jeteranlar klübünün beşiktaş demirörenspora dönmeden hayalimizdeki bi takımı orda yaratabiliriz. Biz bi dünya kuruyoruz ve bi beşiktaş hayal ediyoruz bizim aşkımızda sevgimizde burdan besleniyor. Yoksa bu futbolculara bu yönetime bu teknik kadroya bakınca çekilir dert değil beşiktaş...

Cuma, Şubat 12, 2010

En büyük küfür




İbrahim Altınsay/Radikal
Mancester United kulübü bir şirket ve sahibi de Glazer ailesi... Borç onların, sorumluluk onların. Sıkı denetim altındalar.
Beşiktaş’ta ise hiç ihtiyaç olmadığı halde kulüp 2004’ten bu yana aşırı ölçüde borçlandırılmış. Gelecekteki gelirleri çarçur edilmiş. Bütün bunlarla yönetimin yanlış uygulamaları finanse edilmiş.

Harcayan Başkan, borç kulübün.
Yönetimin yetkisi sonsuz, sorumluluğu ‘Sıfır’. İlgili yetkili kurumlar da görevlerini yerine getirip hesap sormuyor. Sonra Başkan’ın babası, “Başkan alacağını niye hibe etsin, Türkiye’de kimse kimseye günahını vermiyor” diyebiliyor.
Burada babalar, orada oğullar... Glazer’ın oğlu da bir internet sitesinde, yeşil-sarı kaşkol takanlara “Ahmaklar” demişti. Ne var ki Manchester United’da taraftarın protestosu zaman zaman belden aşağı inse de kimse çıkıp, “Küfüre izin veremem, tribünleri temizleyeceğim” diye polisliğe soyunmuyor. “Dışarı” lafını küfürden saymıyor.
Biz de ise herhalde Türkçe epey değişti. Baksanıza Beşiktaş Başkanı’na göre en büyük küfür “Yeter” sözcüğü... Zaten kendisinin küfürle bir garip ilişkisi var. Beşiktaş Başkanı olarak alenen küfür ettiği görüntülerle sabit. Üstelik kendisine en ağır hakaretleri yapanları yönetim kurulu üyelikleriyle ve yüksek maaşlı profesyonel yöneticilikle ödüllendirdi.
Demirören bir istisna değil. Genellikle kulüp yöneticilerinin küfürle hastalıklı bir ilişkisi var. Kendileri bol bol küfürlü konuşurlar. Kadını aşağılayan cinsiyetçi futbol kültürüne ses çıkarmazlar, hatta bu kültürü sürekli körüklerler. Kendi beceriksizliklerini kapatmak için rakip takım ve taraftarı kışkırtıcı, küçümsemeyici laflar ederler... Sonra taraftarın protestosu kendilerine dokunduğunda ahlak zabıtası havalarında küfüre karşı çıkarlar. Protestoları küfüre bağlayıp “Küfürle gitmem” diye pişkinliklerine kılıf ararlar.
Her şey bir yana bir kulübü büyük yapan iki büyük güç var: Tarihi ve taraftarı... Milyarlar dökseniz bunları yaratmazsınız... Beşiktaş’ın koca koca Yönetim Kurulu Başkanı, Divan Kurulu Başkanı, vesaire başkanı falan var. Ama hepsi, 13 Ocak 1910’da Beşiktaş’ın ilk tescil edilen spor kulübü olduğunu atladı. Kongre hesapları içinde bu çok önemli yüzüncü yılı unuttu. Tarihini unutanların o kulübü temsil etmeye hakkı yok.
Gelelim taraftara... Taraftarın kulübü üzerindeki söz hakkını kullanmasını engellerseniz meşruiyetinizi kaybedersiniz. United taraftarı “Glazer Out”, Beşiktaş taraftarı “Yeter” protestolarıyla aslında kulüp içi demokrasi kavgası veriyor bir yandan... Sonra çıkıp Beşiktaş Yönetim Kurulu sözcüsü, “Yeter sloganlarını tribün mizahının parçası sayıyor, gülüyoruz” diyor.
Vallahi biz buna değil ama 6 milyon dolar değer biçildikten sonra uyduruk ‘çürük raporu’ ile sözleşmesi askıya alınmaya çalışılan ‘Delgado Olayı’na gülüyoruz. Oynamasın diye bir futbolcuya ilk altı ay için 1.2 milyon avro, ikinci altı ay için de 1.2 milyon avro veriliyor. Herhalde böyle bir şey futbol tarihinde ilk kez oluyor...
Gülüyoruz ağlanacak halimize....

Cuma, Şubat 05, 2010

Bugün kimin maçı var Allah aşkına...

   Ben  bu takımı taraftar için sevdim ben bu takımı valerangadan sonra stad full olduğu için sevdim. Ben bu takımı erbakanın kupası sizin olsun dedikleri için sevdim Ben bu takımı arkadaşlarını polis almasın diye stadda protesto edenler için sevdim. Ben bu takımı rüzgara karşı dik durduğu için sevdim Ben bu takımı tribunde omuz omuzayı söylerken  gol için tafarelle omuz omuza mücadele edenler için sevdim. Ben bu takımı göğsüne döğme yapıp kendi takımına gol atınca sevinemeyenler için sevdim 
   
    Ben bu takım çok sevdim be abi..
 
   Bugün adı Beşiktaş olan sahibi kongre üyelerinin olduğu başkanı taraftarını dövdüren bi takımın maçı var . Bugün inönüde 'evimizde' siyah beyaz armamızı giyen bi takımın maçı var. Yarın adı beşiktaşdemiören olacak bi takımın maçı var.