Pazar, Aralık 20, 2009

ADALET TERAZİSİ

Bugünkü yazımız Cem Dizdar'dan;


Adalet terazisinin hassas tarttığını ezberlettiler bize. Ne var ki, büyüdükçe öğrendik; yasal olan her zaman hukuki olamayabiliyor ve terazi şaşıyor. Çünkü, yasalar her zaman ‘doğru’ olmayabiliyor. Bunu en son Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker de dile getirdi. Türkiye, bugün hemen her alanda tam da bunun sıkıntılarını yaşıyor. Yasalar arasında hukuka uygun düşmeyenler olduğundan, adalete olan güven daimi bir sarsıntı halinde ülkede. Toplumun ezici çoğunluğu her gün bir biçimde haksızlığa uğradığını düşünerek koyuyor başını yastığa...
***
Son olarak Beşiktaş tribünleri için dağıtıldı adalet. Buna göre, 36 insan ‘olağan şüpheli’ ilan edildikleri için 1 yıl boyunca İnönü’ye giremeyecekler. Gerekçe olarak, Wolfsburg maçında Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören’e edilen küfürler gösteriliyor.

Biz, maçı kapalı tribünde izleyenler bu gerekçenin doğru olmadığını biliyoruz. Çünkü, 1 yıl yasaklı olanların önemli bir bölümü zaten yönetimi protesto edenlerden değil, protestolar yükselirken ‘nötr’ kalan gruplardan...
Hepimiz biliyoruz ki, bu bir iktidar oyunu. Daha ortada küfür yokken tribünleri ‘temizleyeceğini’ açıkça ilan eden Yıldırım Demirören değil miydi? İşte yine, koltuğa oturduğundan bu yana yaptığı onlarca yanlış gibi bir kez daha yanlış kaleye attı (attırdı) golü... Tribünün sesine kulak vermek, ne istediklerini anlamak yerine yine burnunun dikine gitti...
***
Bu ‘yasak kararıyla’ en temelde, suçun şahsiliği ilkesi de çiğnenmektedir. Eğer gerekçe gerçekten küfürse, o maça dair yayıncı kuruluş kaseti bir kez daha izlensin... Görülecektir ki, yasaklıların çoğu yönetim aleyhtarı tezahüratlara katılmamıştır. Ayrıca o tribünden çıkan sesi değil 36, 536 kişi çıkarabilirse ben artık hiçbir şey bilmiyorum...

Yapılmak istenen esasen şudur; tribüne gelip de yönetime muhalif olacaklara gözdağı... Eğer amaç gerçekten suçu cezalandırmak olsaydı, Denizli maçında tribünlere saldıranlar tespit edilip hakim karşısına çıkarılırdı. O maçta üzerine saldırılan insanlardan önemli bir bölümü daha sonra ‘tribün teröristi’ muamelesi görerek küfür gerekçesiyle cezalandırılıyorsa, bu adalete olan güveni sarsacaktır.

Çünkü tribünlere gidenler neyin ne olduğunu, kimin kim olduğunu, aslen ne yapılmaya çalışıldığını bilecek kadar zeka ve vicdan sahibi insanlardır.
***
Kendimi önemsediğimden değil ama bu seçim atmosferinde Demirören ile ilgili olumsuz şeyler yazmamaya özen gösteriyordum. Ola ki, seçimde oy kullanacak insanlardan bazılarının tercihinin değişmesine neden olabilir yazdıklarım diye...

Ne var ki, varılan noktada söylemem gerek ki; kendi taraftarlarına bu muameleyi gösteren, gösterilmesine izin veren, eleştirilmeyi göze alamayan, eleştirilerden faydalanmak yerine hiçbir hesabı olmadan bu takımı seven, takımın daha iyi olması için akıl yürütenleri önemsemeyen birinin Beşiktaş’ı bir kez daha yönetmesine gönlüm razı gelmiyor.

Hiç yorum yok: